işsiz güçsüz bir delikanlıydım. Daha doğrusu, kendime göre bir meslek bulamadığım için, çalışmıyordum. Her süre nakit problemi yaşardım. para sorunumu halletmek için devreye üvey annemi sokardım. O da bir biçimde babamı ikna edip, aldığı parayı bana veriyordu. Kısacası baba parası yiyordum. üvey annemin bir de kızı vardı, Serpil adında. Serpil birkaç aylık nışanlıydı ve yakında evlenip gidecekti. Bir markette kasiyerlik yapıyordu. Nişanlı bulunduğu için, aldığı paradan bana zırnık dahi koklatmıyordu. Beyaz eşya aldığından onların taksitlerini ödüyordu. Kısacası, çeyiz düzmekle uğraşıyordu.
Serpil’in nişanlısı Ferit adında, kendini beğenmiş, gıcık biriydi. Bize geldiği zamanlar Serpil’den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil’in odasından çıkmazdı. Bu hale karşı çıktığım halde beni ciddiye bile almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla birlikte geçirirken, eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz ıslak vardı. Ferit’in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası yardımıyla idare ediyordu. Son model arabası vardı, bununla ne bok yediği dikkat çekici değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zihnimdeki acabalar gittikçe artarken, bütün bu düşünceler içimi kemiriyordu.
Daha önceki senelerde ailece her yaz köye gider, birkaç ay tatil yapardık. lakin o yaz, Serpil çalıştığı için mecbur şekilde ben de birlikte kalmıştım. Babamla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile evde birlikte kaldığımız zaman içinde herhangi bir olumsuzluk olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 gibi işe gidiyor, akşam 19:00 benzeri dönüyordu. Son yıllarda geç kalsa da, kafama takmıyordum. Daha evvela ben Serpil’in eşofman giymesine karşı çıkarken, bundan sonra herhangi birşey demiyordum. Doğrusu hoşuma bile gidiyordu. Eşofmana sığmayan, dolgun yuvarlak kalçalarının yanında, giydiği külotun izi bile anlaşılıyordu. ilk zamanlar normal külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga, kalçalarını ikiye bölüyordu. Durumu dikkat çektiği halde, yanımda epey bir rahattı. Serpil’e karşı hislerim değişmeye başlamıştı.Porno izle yerek daha çok azıyordum ama yinede kendime hakim olamıyor 31 bile çekiyordum
Yazın aşırı sıcak olan evimiz akşam olduğunda uyku uyutmuyordu. Serpil’in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak nedeni ile uyuyamadığını, uykusuz bıkkın durumda işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta zorluk çekiyordu. Kaldırmam için yardım istemişti. Bir sabah uyandırmak için, odasına girdiğimde müthiş bir manzarayla karşılaşmıştım. Serpil, yüzü koyun uzanmış, külot sütyen yatıyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga kalçaların içinde kaybolmuştu. sırf üst bölümü görünüyordu. Yastığa sarılmış, kalçalarını da geriye doğru çıkarmıştı. Bembembeyaz teni müthiş güzeldi. Beyaz kalçalar kabak bunun gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. görünüm karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.
O günden sonra Serpil’e bakışlarım dahada değişmişti. izin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla beraberdi. Kendisine, nişanlısından hoşlanmadığımı, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söylerken, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini çok aşırı iyi biliyordu. Bana, “Merak etme Gökay, bu konu hakkında bana sonuna kadar güvenebilirsin!” diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üzerine gitmiyordum. Daha sonraki günler bu konularda daha samimi olmuştuk.
Bir akşam eve gelirken altı şişe bira getirmiştim. Babamlar evde olmadığı için içmemde bir sakınca yoktu. Serpil bu konuda ağzını dahi açmamıştı. Ona, “Sen de içsene çıtır!” dedim. Serpil, “Töbee töbee, delimisin sen yaa!” diyor, içmek istemiyordu. Ben de, “iç şunu körpecik, birşey olmamaktadır!” diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Sonunda, “içerim, fakat sarhoş olursam sorumlusu sensin!” dedi. Hem müzik dinliyor hemde içiyorduk.
Serpil ikinci bira şişesini bitirdiğinde, kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini bilmez haldeydi. Serpil, “Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş m. olduummmm?” derken kahkalara boğuluyordu. Alışkın olduğum için, bir iki bira, beni etkilemiyordu. Ben kendimi konrol ederken, Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve ellemelerin dışında henüz ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.
zaman ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, sarhoş oluyordu. Daha çok dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir zaman sonra da sızdı ve uykusuna daldı. öyle tatlı, öyle güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yattığı için, badinin içine sıkışan göğüsleri pramit bunun gibi duruyordu. Birkaç kez, “Serpiill! Serpiill!” diye seslendiğim halde, ölü benzeri yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır bu gibi değildi. Açılan bacakları amını da ortaya çıkarmıştı. Eşofmanın içindeki am, ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. şişkin yuvarlak am deliği, beni müthiş heyecanlandırmıştı. Zaten kalkmış olan yarrağım, bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı. Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üstünden amını koklamaya başladım. Amını koklarken, hemen hemen boşalacaktım. inanılmazdı ve harika kokuyordu. Dokunmak istiyordum, fakat cesaret edip amına dokunamıyordum. Bendeki arzu ve istek büyüdükçe, kendimi frenliyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üzerinden amına dokundum. O an zevkten titremiştim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken, şeklini şemalini öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi daha pratik oluyordu. Amını görmek için eşofmanı araladım. Minik külotu, amının kıllarını dahi kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmına bakarken daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için eşofmanını çıkarmam gerekiyordu. Salonda çıkaracak olsam, uyandığında söyleyecek sözcük bulamazdım. Dürtükleyerek, “Kalk körpecik burda uyuma, yatağına git yat!” diye seslendiğimde, sırf anlamadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o kadar.
Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra, yatağın üzerine sırtüstü bıraktım. ışığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir soluk alarak, eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. şimdi üzerinde sadece siyah tangası kalmıştı. Amını dahi kapatmayan bu küçük bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. şimdi amcığı yüzde yüz ortaya çıkmıştı. Karşımda mükemmel bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları, sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise küçük, lakin diriydi.
incelemeye devam ederken, yarrağım kalkmış zonkluyordu. çıplak kalçaları, iri görünüyordu. Daha sonra, ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanlara doğru açtım. Kalçaları kabak bunun gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili götdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu dahi. Amının sıcaklığı yüzüme vururken, sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku, en kaliteli parfümden dahi daha etkiliydi. bütün cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına rağmen hoşuma gitmişti. Uyanma ihtimali vardı. Daha dikkatlı olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki fikir itibarı ile bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı. Bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amını ve götünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. ilerki günlerde 31 çekmemem için harika bir yatırımdı. O ana kadar, boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Serpil’in amına bakarken, türlü fantaziler düş etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, ama bu olası değildi. hayal bile olsa girip çıkmaya başladım. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir keyif kasıklarımı sararken daha fazla dayanamamıştım. Saniyeler boyunca boşaldıkça boşaldım. Yarrağımdan fışkıran döller çarşafı berbat etmişti. lakin bu umrumda dahi değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.
Birkaç dakika sonra iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. evvela tangasını, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. çarşafına dökülen döllerimi temizledikten sonra her hangi bir olumsuzluk var mı diye etrafa baktım. yalnızca döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da mühim değildi, hava sıcak bulunduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. ışığı kapatıp odadan çıktım.
Ertesi gün uyandığımda saat 12:00’ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını denetim ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu farkettim. Kirlilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamışmıydı diye doğrusu çok fazla merak ediyordum.
Akşam saat 22:00 gibi eve geldiğimde, Serpil yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, “Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni bekliyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!” diye sitem etmesi, bir an canımı sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı. “özür dilerim taze kız, açlıktan ölmeni istemem! Sonra bizimkiler ne der!” dedim. Serpil, “Sen özür dilermiydin Gökay?” diye takıldı. Ben de, “Biricik kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim körpecik!” dedim. Bu lafıma teşekkür etmişti. Sonra konuyu önceki akşama getirdi, “Akşam ne olduğunu dahi hatırlamıyorum. çok aşırı mt. sarhoş oldum?” diye sordu. Ben de, “iki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın taze kız!” diye takılınca, Serpil, “Saçmalama!, sadece 55 kiloyum, sence 55 kilo çok m.?” dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden hoşlanmadıkları için özlllikle böyle söylemiştim. şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başlanıyor. O akşam birşey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV seyrettik.
Sonraki günler normal biçimde geçiyordu. O işine gidip gelirken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar kimi geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde yüzünün asık olduğunu farkettim. “Ne o kız? Yüzünden düşen bin parça!” diye takıldım. “bulunmamakta birşey!” dedi, lakin bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve “Bana da doldursana, içmek istiyorum!” dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı bunun gibi yudumlamaya başladı, bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce, “Hop hoop! Biraz yavaş iç!” dedim. gerçekte içmesi benim işime geliyordu, geçenki bunun gibi sarhoş olamsını istiyordum. ikinci defa bardağını doldurdum. Bir iki adet kuru yemiş ağzına attıktan sonra, tekrar yudumlamaya başlanmıştır. Nışanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı. Kızgınlığı yüzünden okunuyordu. Biraları ard arda götürürken, bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi biliyordum. Bu gün üstünde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar, pürüzsüz tertemizdi. Ağda yada epilasyon yapmış olmalıydı. Dördüncü bardağı yudumlarken, kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi dahi bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken, kendi kendine gülüyordu. Bu kez geçenkinden daha fazla içmişti. Kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken, yapışık bacakları süre süre açılıyordu, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye endişelenirken, bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarrağımı hareketlendiriyordu. öne doğru eğilip gizlemeye çalışırken, yürek atışlarım da hızlanmıştı.
Sonra Serpil, “Lavobaya gitmem lazım!” diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden belirgin oluyordu, neredeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, ‘Zoorrt!’ diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. içtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hemde zaman zaman osuruyordu. Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir müddet geçtiği durumda, Serpil’den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessizce yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda, yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Kalçalarına kadar açılmış olan etek, süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan çıkık götü çok fazla güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim içeri. “Serpiil! Serpiil!” diye seslendim. Herhangi bir biçimde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykusuna dalmıştı. Bunu fırsat bilerek yanına oturdum. Süt beyaz bacakları tertemiz görünüyordu. Kalçalarını örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. şimdi önümde harika bir manzara vardı. Kalçaların arasına sıkışan külot, iki dağın arasından akan dere gibiydi. Açık mavi külotu çok aşırı seksiydi. Kalçalarındaki lekeler dikkatimi çekmişti. Dikkatle incelediğimde, gördüklerime inanamamıştım. Kalçalarındaki morarmalar, parmak izine benziyordu. Bunu yapanın kim olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Sanırım nışanlısıyla sevişmişti. Kızmıştım, lakin bunları düşünmenin sırası değildi.
Daha evvela kıllı olan yerler, tertemiz kaymak gibiydi. Hafiften tenine dokundum. Avucumun içiyle, önce bacaklarını, ardından kalçalarını okşamaya başladım. Bu inanılmaz bir duyguydu. Serpil öylece hareketsiz yatıyordu. Okşamalarım çoğaldıkça, kendime olan güvenim de artıyordu. Cesaretimi topladıktan sonra, külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli yerleri belini sıkmıştı. Yanlarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Serpil’de halen devinim yoktu. Kalçaları tüm ihtişamıyla meydandaydı. Bir ara kıpırdar bunun gibi oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını Yana doğru açarken dizine doğru kırmıştı…
Gördüğüm görünüm olağan üstüydü. Kılları temizlenmiş olan şeftalisi, kabak bu gibi parlıyordu. Ortasını ikiye bölen çizgi, şimdi daha net görünüyordu. Kalçalarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık, külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce öyle düşünmüştüm. Elimi uzattıp amını yoklaklarken, çizginin arasında sıkışan küçük dil harika görünüyordu. Ortadan ikiye bölünen yeri hafif hafif okşuyordum. Bir müddet okşadıktan sonra, amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Deliğine bakarken, içim gitmişti. Bakire bulunduğu her halinden dikkat çekici oluyordu. işeme yerinin altında küçücük bir deliği vardı. Parmaklarımı çektiğimde, amının dudakları canlı ve katı olduğundan, ağız bölümü anında kapanmıştı. Bir yandan Serpil’i incelerken, diğer yandan yarrağımı okşuyordum. Daha evvela kıllı olan arka deliği, eminim şimdi tertemizdi. arka deliği merak ederek kalçalarına yöneldim. iki yandan tutarak kalçalarını gerdiğimde, gördüğüm görünüm beni ürkütmüştü. Kendi kendime, (Bu ne böyle?) diye söylenirken, inanamıyordum. Daha evvela küçücük olan delik, sanki büyümüştü. Götünün deliği, şişenin ağzı benzeri açılmış, içi görünüyordu. O lahza aklıma nişanlısı Ferit geldi. belirgin ki Serpil’i götten sikmişti. Birkaç saat evvela siktiği için, deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu bir hale daha çok dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. müthiş bir zevkle boşalırken, külotumu berbat etmiştim.
Banyoya giderek pislenmiş olan giysilerimi çıkardım. Serpil’in akşamki durumu aklıma geldi, eve geldiğinde kızgın olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. iyice temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde, Serpil halen aynı pozisyonda yatıyordu. Kendimi toparlayıp ikinci kez kalçalarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü, götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak, sorunsuz bir biçimde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri arka devinim ettirmeye başladım. içinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla denedim. yine pratik girmişti. Parmak sayısını artırdıkça, götünün deliği halen kabul ediyordu, ağız kımı açıldıkça açılıyordu. Bir müddet, dört parmakla devam ettim. Elimi çektiğimde, ağız bölümü anında kapanmıştı. Götünün deliğini, on-15 dakika boyunca parmaklarımla sikerken, Serpil’den gık dahi çıkmamıştı. Bu sırada yarrağım kalkmış, demir bu gibi sertleşmişti. bundan sonra karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir talih bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiç bir zaman. Bunu daima denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup arka doğru çektim. azda olsa domalma pozisyonuna getirdim. Vücudumu bacakların arasına yerleştirdim. Götünün deliğine bolca tükürdüm. Yarrağımıda kayganlaştırdıktan sonra, bundan sonra mani kalmamıştı. Sertleşmiş olan yarrağımı, ağız kısmına dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alırken, yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde heyecandan titriyordum. Biraz daha, biraz daha derken, yarısına kadar soktum. Yarrağımı saran delik, müthiş zevkliydi. ileri arka devinim ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne inanılmaz keyif bu böyle! ilkkez birtanesini götten sikiyordum, o da üvey kızkardeşimin götüydü.
zaman ilerledikçe, derinlere sokmaya çalışırken, zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında, arka çekilerek tükrüğümle kayganlaştırıyordum. Sonra yine sokuyordum. Birkaç dakikadır, daha önce yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil’in götünü sikerken, kim olduğunu unutmuş gibiydim. Yarrağımı sonuna kadar bastırırken kalçaları kasıklarıma değiyordu. Kalçaların yumuşaklığı gerçekten harikaydı. Dakikalardır sikerken, şimdi daha rahat devinim ediyordum. Delik gevşemiş iyice açılmıştı. fakat yinede inanılmaz haz alıyordum. ikinci defa olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha çok dayanacağımı düşünmüyordum. fakat keyif dalgası tüm bedenimi sararken, boşalmak üzere olduğumu anladım. Boşalma öncesi, hızlı hızlı sikerken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım bile olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye boyunca, bütün döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir müddet içinde kaldıktan sonra üstünden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından endişe duyuyordum, mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle kalçalarını silerken, gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda, bunun am suyu olduğunu farkettim. Boşaldığım için am deliği ilgimi çekmiyordu. önce külotunu ayaklarından sokarak giydirdim, ardından eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. ışığı söndürüp çıktım. Banyoya girip güzel bir duş aldım. Sonra da odama gittim, yatağıma uzandım. Az önceki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım.