18 yaşıma basmıştım ve ilk hedefim yakın arkadaşımla şehirler arası yolculuk yapmaktı. Arkadaşımla İzmir’e gitmek için anlaştık, o arabası ile gelecekti, ben de yol masrafı ve benzini çekecektim ve İzmir’de bir iki gece konaklayıp eğlenip gelecektik. Tam 3 ay bunun üzerinde kafa patlattık, gerekli para, ailemizden izinler herşey tamamdı. Yola çıkacağımız gün ben hazırlandım ve (evdekilere otobüsle gideceğimizi söylediğim için) terminale gittim. Arkadaşımın arabayla terminale gelmesini beklerken arkadaşım aradı ve “Bir kız ile takılıyorum, ertelesek sorun olur mu?” diye sordu. Ben de, “Ciddi olamazsın!” dedim, sonuçta kaç yıllık arkadaşız yani, beni bir kız için ertelemezdi. Ciddi olduğunu anlayınca, “Tamam, daha aramana gerek yok, iptal ettim!” dedim ve yüzüne kapattım. Ancak evdekilere en az iki gün gelmeyeceğimi söylemiştim.
Ne yapsam diye düşünürken karnım acıktı ve ordaki bir lokantaya girdim. Pilavdır kurudur yemek yeyip kafamı toplamayı düşünüyordum. O sırada, daha önceden sürekli mesajlaştığım, Recep isimli bir Tırcıdan mesaj geldi. “Canım sonunda Sakarya’ya geliyorum, 1 saate terminale mal indiriyorum, sonra buluşalım mı?” dedi. Ben de hemen olur dedim. Dediği firmanın önüne önüne varmıştım. Firma kalabalıktı, bir tır giriyor bir tır çıkıyordu, şaşırdım tabi. Neyse Recep abi beni aldı yanına, arkadaşlarına da beni yeğeni olarak tanıştırdı, sonuçta açık edemezdik. Arkadaşları, “O zaman Recep abi sen gidersin akrabanda kalırsın, senin payını düşeriz biz yemekten falan!” dediler. Recep abi de onlara, “Bir tane daha ekleyin, yeğenim de benimle kalacak!” dedi. Sonra da elini omzuma attı, “Hadi yeğen, geçelim tıra da dinlenelim, geç oldu!” dedi.
Daha tıra binerken götüme bir tokat attı, “Geç bakalım yavrum!” diyerek bir de avuçladı. Tırın arka kısmına geçince ara perdeyi çekti, ışığı yaktı ve pat diye üstüme atladı. Çok hızlı ilerledi herşey, kafam karıştı. Ona, “Acelen ne?” dedim. Götüme bir tane şaplak daha vurdu. Ben, “Kaç posta yapıyoruz, ne kadar vereceksin?” dedim, biraz konuşursa sakinleşir gibisinden. Pantolonundan bir miktar para çıkarıp omzumun üstünden başıma doğru attı ve “Al şu parayı, sessiz sessiz yat orda!” dedi. Pantolonunun fermuarını açtı, benim pantolonumu ve külodumu da sertçe aşağı çekti. Götüm açığa çıkar çıkmaz keser sapı gibi sikini götüme dayadı. Bir iki sürttü, sonra tükürdü ve içime doğru ittirdi…
Normalde deliğim alışıktır, ama birden böle yüklenince bağırmaya başladım, “Çıkar Recep abi, nolur, çok acıdı, hiç keyfi yok böyle!” diye, ama Recep abi nefes bile almıyordu sanki. Enseme alnından ter akıyordu. Bense Recep abiyi üstümden ittirmeye çalışıyordum. Bağırıyordum, “Ahhhh, abi çok büyük, nolur çıkar!” falan desemde hiç cevap yoktu. Yaklaşık 5 dakika sonra sesim kısılmış, gücüm bitmişti ve başım dönmeye başlamıştı bile. Gece nasıl bitecek şimdiden merak ediyordum. Ama acım biraz azalmıştı en azından, bu durum da benim sakinleşmemi sağladı ve ellerimi arkaya atıp götümün yanaklarını iki yana ayırdım. Üstümdeki kısa kollu ve altımdaki pantolon sucuk gibi ter olmuştu. Nefes alırken bile Ahh’lamalarımı duyabilirdiniz. Arkamda makinalı gibi götüme saydırıyordu. Derken ben de iyice zevke geldim. Götümü ona doğru bastırıp, kavisli bel hareketleriyle götümü havaya kaldırıyordum. Bunu sanki ona sövmüşüm gibi değerlendirip daha sert ve daha derinlere girmek istercesine acımasız bir şekilde götümü sikip parçalıyordu…
Nihayetinde benim de istediğim olmuştu, beni sike sike içimdeki orospuyu canlandırdı resmen. Önceleri gizliliğe önem verdiği için sessiz davranan ben şimdi sesim kısılmasına rağmen avazım çıktığı kadar bağırıyordum, Ohh’luyor ve Ahhh’lıyordum. Adeta daha çok erkeğe sesimi duyurup kendimi ifşalamak istiyordum. Sonunda dayanamadı, yarım saat beni altında ezen Recep abi böğüre böğüre içime boşaldı. Üstüme yığıldı. Nefes nefeseydim. O da o şekil yatıyordu arkamda. Biraz sakinleştikten sonra ona olanları anlattım, 2 gün misafiri olacağımı söyledim. O da, “Problem yok, burda kalabilirsin, duş yerimiz var, tuvalet var, yemekler de emrinde, sen bak keyfine!” dedi. İki gün Tırda sikildikten sonra, çok sakin ve sıradan hayatıma geri dönmüştüm…
Yazın tatilimi yapmış, kışın üniversite derslerimi çalışıp sınavlarımı veriyordum. Sömestir gelmesiyle birlikte içimdeki orospu tekrardan uyanmış, sosyal medya hesabımı yeniden aktif etmiş ve kendime takılacak birini arıyordum. Yazın tatilde tanıştığım, Düzce’de oturan bir amca vardı Fethi adında. Onu online görünce, yazmasın diye tam engelleyecektim ki, yazdı. Adamda pek iş yoktu, siki kısa ve ince, bir posta atar gider, cebinde sigara parası bile olmayan bir adamdı, ipsiz sapsız denilen tiplerden yani.
Fethi amca bana, bir ekiple Ocak ayında çıkan fırtınalardan yıpranmış yıkılmış seraları tamir için çağırıldığını, ekibinin 8 kişi olduğunu, hepsinin oğlancı ve olgun olduğunu, kendilerine orda 2+1 bir ev ayarlandığını söyledi. 15 günlük işin 10 günü kaldığını, ama aşçılarının olmadığını söyledi. 10 gün yemek yapmam için para vereceğini, ayrıca gece de kişi başı karılık yapmam için extra para verebileceklerini söyledi. Önce reddettim, ama akşama arayıp, bir odanın sadece bana ait olması koşulu ve beni sikmek isterlerse her postadan önce parayı peşin vermeleri koşulu ile olur dedim. Arkadaşlarına sormuş ve kabul etmişler.
Ertesi gün bavul hazırladım, evdekilere çalışmak için gittiğimi söyledim ve yola koyuldum. Öğlen yanlarına varmıştım. Bavuluma, normal iç çamaşır hiç almamıştım, geneli kısa etek, tanga veya kadın küloduydu, üstüme normal pijama ve gecelik almıştım, bolca parfüm aldım ki oda kadın koksun diye. Eve vardığımda gözlerime inanamadım, koca tarlanın ne sağında ev var ne solunda, sadece tarlanın ortasına giden seraların girişinde bir patika var ve orda bir ev. Köyün dışında bir yermiş galiba. Eve girdim, yerleştim ve öğlen yemeklerini hazırladım. Akşama kadar kimse gelmez diye odaya geçtim, televizyon izliyordum. Saat 17:00 gibi Fethi amca damladı ve “Yavrum tadın damağımda kaldı, gel de şu hasretimizi bir giderelim!” dedi.
Odaya geçer geçmez pantolonunu çıkarıp boxerle yatağa girdi. Ben de üstümdeki pijamamı ve kısakollumu çıkarıp yatağa girdim. Tam üstüme çullancak, “Önce para!” deyip hevesini dizdim boğazına. Çünkü emindim ki hemen boşalıp, bunun parasını gece vermeyi teklif edecek, gece de sadece siktiğinin parasını verecekti. Yataktan çıkıp parayı elime tutuşturdu. Parayı yastığın içine koydum ve hemen domaldım. Zaten daha eve girmeden kazık gibi olmuş sikini iki tükürükleyip içime ittirdi. İnce siki direk girmişti içime, çok az bir sızı hissetmiştim o kadar. “Bu ne genişlik lan orospu, buraya gelmeden de mi sikildin?” dedi. Ben de, “Buraya gelmeden iki gün önce tost oldum, yoksa senin kobrayı alamazdım!” deyip orospuluğa yattım. Daha bunu der demez, “Vay kahpe!” deyip boşaldı. Pantolonunu giyip gitti…
Akşam üstü oldu, hafiften hava kararmıştı. Ben de hazır çorba ve makarnayı hazırladım. Ustalar birer ikişer dökülmeye başladı eve. Hepsi tam istediğim gibi tam Hanzo tipler ve 50 yaş üstündeydiler. Fethi amca akşam yemeği sırasında herkesle beni tanışıtrdı. Topluca konuşurken ben şartlarımı anlattım. Genelde gece uyanık olduğumu, öğlen 11:00 ile 15:00 arasında yarım saat arayla verebileceğimi, isteyene tek kişi isteyene anlaşabilen varsa iki kişi üç kişi aynı anda verebileceğimi söyledim. Akşam ise sadece benim odamda ve banyoda verebileceğimi, salonda herhangi bir iş olmayacağını belirttim. Posta başı ve peşin çalıştığımı belirttim. Ordakilerin, “Fethi abi sağlam oğlan bulmuş, iyiymiş!” gibi laflar eşliğinde konuşmamızı bitirdik.
İlk günün akşamının nasıl geçeceğini merak ediyordum. Herkes birer birer duş aldı ve yemeklerini yediler. Sonrasında ben etrafı topladım, mutfakta bulaşıkları hallettim ve odama geçtim. İlk gün için onları şimartmaya niyetli değildim ve hiç bir sexy şey giymedim, normalde giydiğim dar pijamam ve atletimle yatağa girdim. Fethi hıyarı (10 saniyelik performansından sonra) bu geceyi pas geçeceğini söyledi. Ben de zaten onu pek sevmiyordum, zira bir posta atıyor ve onu da hemen yapıyor, bana sadece temizlenmem için neden oluyordu. Bir gram zevk almıyordum.
Yavuz abi içeri girdi. Yavuz abi bu grubun lideri gibi birşey, usta başı deniyor sanırsam. Odaya girer girmez, “Domal!” diye emir verdi. Ben de yataktan çıkıp domaldım. Anlaşılan dominant biriydi. “Bana bak oğlum, ben karı varken oğlan sikmem, ama madem elimizde sen varsın, arada bir gelir sikerim, hevesimi alır bırakırım. Benden öyle şekilli işler bekleme!” dedi. Ben de, “Önce para!” dedim ve önüme doğru parayı salladı. Saxo istemediği için keyfim yerindeydi. Ama götüme neyin gireceğinden de emin olamamak tedirginlik veriyordu. Neyse ki standart bir siki vardı. Pijamamı sıyırdı ve sikine tükürüp içime yolladı.
Normal bir sike göre darbeleri oldukça hareketliydi. Üstüme çıkmış ve olabildiğince dibime köklemeye çalışıyordu. Götüm baskıdan ve darbeden kısa sürede öyle keyif vermeye başladı ki, “Ohhhh, sikkk, koyyy!” diye bağırmaya başladım. Adam taşaklarını bile sokacakmış gibi köklüyordu resmen. Yaklaşık bir on dakika sikti aynı pozisyonda, yorulmak, durmak, yavaşlamak nedir bilmiyordu. Benim de canıma minnet, zevkten resmen boşalmak üzereydim. Hırıltılı bir şekilde üstüme ağırlığını vererek yatakta üstüme çöktü. Göğüslerime elini attı ve uçlarını mıncıklaya mıncıklaya köklemeye devam etti. Ayakta yaptığı gibi olmasa da bu şekilde de dibimi buldu, resmen götümün derinlerini kaşıyor ve beni zevkten bayıltacak hale getiriyordu. İyice zevke gelmiştim, boşalmak istiyordum, ama o buna fırsat vermeden içimden çıktı, götümün üstüne ufak ufak attırıp, altını giyip duşa geçti.
Sinirden çıldırıyordum yatakta, iki dakika daha devam etse boşalacaktım. Tam toparlandım ve yatağa tekrar girdim ki, odaya 3 kişi girdi. Üçlü grup istiyorlardı. Normalde iki tane olgun erkeği idare edebilirim, ama üç olgun erkek biraz zordu, kabul etmezdim de normal şartlarda, ama Yavuz abinin bana verdiği haz sonucu gözüm kapalı kabul ettim. Parayı peşin aldıktan sonra yatağıma girmelerine izin verdim.
Hepsi soyundu, sikleri dimdikti. Neden sikleri kalkık geldiklerini düşünmeme fırsat vermeden, “Ne bağırdın, ne inledin öyle, nerdeyse boşalacaktık!” dediler. Ben yatakta oturuyordum, onlar ise yatakta ayakta bir şekilde siklerini sıvazlıyıp bana doğru sallıyorlardı. Sikleri normaldi, birisi hafif etli, birisi biraz uzun ama ince, birisi de standarttı. Resmen üçü bir arada gibi. Adamlar seks filmi çeker gibi kafamı tutup saxo çektiriyor, birine tam alışmışken diğeri kafamı çekip kendine döndürüyor, tam alışıyorum bir diğeri istiyordu. Anlaşıldı, bu ameleler beni biraz zorlayacaktı. Onları bir an evvel ateşlemem gerekiyordu, yoksa bu iş beni bitirirdi, yorulup soğuyabilirdim.
Ben bu sefer sikine yapıştığım adamın gözlerinin içine bakıyor, sikinin kökünden tutuyor yüzüme vuruyor, hatta sikini emerken inleyip ağzımdan çıkarırken vakumluyordum. Bir yandan da taşaklarını elimle sıkıp baskı kuruyordum. İçlerinden Murat abi, “Beyler benden bu kadar!” deyip kafamı tutup boğazıma kadar sikini ittirdi ve boşalmaya başladı. Boğazımdan aşağı yollamıştı tüm enerjisini.
Murat abi odadan ayrılırken, biri önüme oturdu, biri arkamda yerini aldı bile. Fazlaca memnundum durumdan, çünkü 3 kişi olmaları demek götüme iki kişinin girmesi demekti, bu da beni rahatsız ederdi. Halimden memnun bir şekilde orospuluğumu devam ettirdim ve yataktaki erkeklerime bir kadından isteyeceği herşeyi vermeye çalıştım…
Orda kaldığım 9 gün boyunca, her gün 8 kişiye karılık yaptım…